top of page

KISMİ DAVA; HMK:109


ree

HMK:109’a göre; Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda talep edilen miktarın yalnızca bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.

Para alacakları niteliği itibariyle bölünebildiği için bu alacakların bir kısmını bu yolla dava konusu yapmak mümkündür. Sadece belirli (likit) para alacakları için kısmi dava açılabilir.[1] Likit bir alacaktan bahsedebilmek için ya alacağın genel miktarı bilinmelidir ya da borçlu tarafından miktarın belirlenebilmesi için söz konusu borcun tüm unsurları bilinmeli veya bilinmesi gerekli olmalıdır.

Kısmi dava açıldığında dilekçede bunun açıkça belirtilmesine veya fazlaya ilişkin alacağın saklı tutulmasına gerek yoktur. Çünkü davacı davasını bu yolla ileri sürmekle talep konusunun dışında kalan kısmından feragat etmiş olmaz. HMK’da bu husus şöyle ifade edilmiştir; “Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hâli dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez.”

KISMI DAVADA ZAMANAŞIMI ve HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE

Borçlar Kanunu’nun 154. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler sayılmıştır. Buna göre bir alacağın dava edilmesi, zamanaşımını kesen bir hâldir. Fakat bu alacağın kısmi dava ile talep edilmiş olması durumunda, alacağın yalnızca dava konusu yapılan kısmı için zamanaşımı kesilmiş olacaktır. Dava dışı kalıp talep edilmeyen alacak için zamanaşımı işlemeye devam edecektir.

Yine bunun gibi kısmi dava ile; alacağın dava konusu olan kısmı için hak düşürücü süre korunacak, ve alacağın dava konusu olmayan bölümü içinse hak düşürücü süreler işlemeye devam edecektir.

DAVA KONUSU KALAN KISMIN TALEP EDİLMESİ

HMK: 141. Maddeye göre; iddia ve savunmaların değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağı davacı için cevaba cevap, davalı içinse ikinci cevap dilekçesinden sonra başlar. Taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile iddia ve savunmalarını değiştirebilir veya genişletebilir. Ancak bu dilekçeleri verdikten sonra; davacı için iddianın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağı, davalı içinse savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağı başlar. HMK:141/2 iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümlerini saklı tutmuştur.

Kısmi dava devam ederken alacağın dava edilmemiş kısmı, karşı tarafın açık muvafakati ile aynı davada talep edilebilir. Davalı açıkça muvafakat etmezse, davacı davasını bu kez ıslah ederek alacağın kalan bölümünü talep edebilir. Davacı bu iki yolu da tercih etmemişse, kalan kısmın tahsili için yeni bir dava açma imkanı da vardır.

FAİZ

Kısmi davada faiz başlangıcı, dava tarihidir. Ancak alacaklı başlangıçta ileri sürdüğü talebi arttırmış ise (buradaki arttırım ancak ıslah yolu ile mümkündür) faizin başlangıç tarihi ıslah tarihidir.[2]


İSTİNAF ve TEMYİZ SINIRI

Kısmi davada istinaf veya temyize başvurulacaksa, istinaf ve temyiz sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.

“Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde, kısaca kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.”[3]




[1] HGK:29.1.2016, 19/444-120 [2]9. Hukuk Dairesi 2016/20976 E. , 2016/18846 K. Kısmi eda külli tespit davasının açıldığı anda alacağın tamamı için zamanaşımı kesilir. Yargılama sırasındaki işleminden veya hâkimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlayacağından yargılama sırasında alacağın zamanaşımına uğradığından söz edilemez. Bu nedenle yargılama sırasında arttırılan taleplere karşı yapılan zamanaşımı defi sonuca etkili değildir. Ancak faiz başlangıcı açısından tahsil amaçlı belirsiz alacak davasından farklı bir durum vardır. Davaya konu edilen miktar bakımından faiz başlangıcı olarak dava tarihi kabul edilmelidir [3] 9. Hukuk Dairesi 2021/12353 E. , 2021/16500 K



Emine Kıran

[1] HGK:29.1.2016, 19/444-120 [2] 9. Hukuk Dairesi 2016/20976 E. , 2016/18846 K. Kısmi eda külli tespit davasının açıldığı anda alacağın tamamı için zamanaşımı kesilir. Yargılama sırasındaki işleminden veya hâkimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlayacağından yargılama sırasında alacağın zamanaşımına uğradığından söz edilemez. Bu nedenle yargılama sırasında arttırılan taleplere karşı yapılan zamanaşımı defi sonuca etkili değildir. Ancak faiz başlangıcı açısından tahsil amaçlı belirsiz alacak davasından farklı bir durum vardır. Davaya konu edilen miktar bakımından faiz başlangıcı olarak dava tarihi kabul edilmelidir [3] 9. Hukuk Dairesi 2021/12353 E. , 2021/16500 K

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Hukuk Nedir? İyi Hukukçu Kimdir?

Merhaba Sayın Okuyucu, Orhan Pamuk’un ‘Merhaba Poğaçacı’ demesi misalinde bir girişle size selam vermek istedim:) Hukuk okumak her birimiz için çok büyük bir kıvanç kaynağı olmakta, eminim. Hayatımı

 
 
 
Elektronik Sözleşme

I.SÖZLEŞME NEDİR? Sözleşme, iki veya daha fazla kişinin [1] hukuki sonuç doğurmaya yönelik, karşılıklı ve birbirlerine uygun irade beyanlarının tek bir noktada toplanmasından meydana gelmektedir. Fak

 
 
 
Kanunların Uygulanması ve Boşluk Türleri

I. Kanun Normu Somut Olaya Nasıl Uygulanır?   Türk Medeni Kanunu 1. maddesi 1. fıkrasında, “Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır.” şeklinde bir düzenleme getirilerek, genel iti

 
 
 

Yorumlar


bottom of page